🐄 Keloğla Masalları Kısa Özeti Yaz

GizliSaklı 7. BÖLÜM ÖZETİ. Yaz’ın Levent’i öpmesi bir kıskançlık krizi başlatır. Levent, Yaz’a onu kıskandığını ve operasyonu tehlikeye attığını söyler. Yaz, hem Levent’i kıskanmadığını kanıtlamak hem de daha fazla bilgiye erişmek için Zeynep’le arkadaş olur. Bu arkadaşlık Nehir’i rahatsız eder ve KeloğlanMasalları kitabı hakkında detaylı bilgiler, kitap özeti, kullanıcı yorumları ve incelemeleri, en etkileyici alıntılar, en güzel fotoğraflar ve daha fazlası Neokurda. Evvelzaman içinde bir gün,Kısrak, keçi ve kız kardeşleri koyunBir aslanla birlik olmuşlar.Yaman bir aslanmış bu, çevrenin derebeyi.Kazançta da, kayıpta da ortağız demişler.Ertesi gün bir geyik düşmüş nasılsaKeçinin kurduğu ağlara.Hemen ortaklarına haber salmış keçi.Toplanmışlar hemen ve aslanPen . La Fontaine Sizleriçin popüler çocuk masalları arasında yer alan Külkedisi Masalı’nı derledik, uzun soluklu bu masalı okurken çocuklarınızı eğlendireceksiniz. Cinderella masalı Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde o uzak diyarların birinde külkedisi isminde güzeller güzeli tatlı bir kız yaşarmış. Bu Çocuklarınhayal dünyasını geliştiren ve dünya klasikleri arasında yer alan tüm masallar burda. Gösterim 26790. Eserin Adı : Eylül. Yazarı : Mehmet Rauf. Sadeleştiren : Günümüz Türkçe’siyle Kemal Bek. Yayınevi : Özgür Yayınevi. ESERİN KONUSU : Süreyya ve onun karısı Suat ve akrabaları olan Necip Bey ile aralarında geçen olayları anlatmaktadır. ÖZETİ : Süreyya ve karısı Suat’ la birlikte babasının evinde Çocuk Hikayeleri, Masalları ile Okul Öncesi Eğitim Masal oku sitesi olarak, her gün çocuklara en özel içerikleri hazırlayıp, sevgili okuyucularımıza sunmaktayız. Çocuk hikayeleri kategorimizde, çocuklara uygun özenle hazırlanmış çocuk masallarını okuyabilirsiniz. Leavea comment. Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde bir ev ve çok güzel, geniş bir bahçesi varmış. Bahçede her türlü çiçekler ve meyve ağaçları ekiliymiş. Ev sahibi bahçeye özene bezene bakıyormuş. Çiçeklerin ve ağaçların ilaçlarını, gübrelerini, suyunu hiç ama hiç ihmal etmiyormuş Muzip Masal Cini 28 Mart 2022. 22 Eylül 2020. Korkuyu Arayan Adam (Amasya Masalı) KORKU ARAYAN ADAM Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir adam varmış. Bu adam korku nedir bilmezmiş, hiçbir şeyden korkmazmış. Bu adamı korkutmak için çok uğraşırlar, ama adamın kulağının arkası bile terlemez.. KARTANESİ Bir varmış,bir yokmuş Eski çağlarda, kuzey ülkelerinden birinde, ormanlar içindeki küçük bir köyde, Daniel adında bir çiftçi ve Anna adındaki karısı yaşıyorlarmış. Artık genç sayılmayacak yaşa gelmiş oldukları halde, Daniel ve Anna’nın çocukları yokmuş. Halleri vakitleri yerinde olduğundan, çocuksuz olmak, karı kocayı çok üzmekteymiş. Ama KitapAdı Keloğlan Masalları - (Arapça)Yazar Kolektif · Yayınevi Karanfil Yayınları - Hikaye-Öykü Dizisi · İlk Baskı Yılı 2014 · Dil Türkçe · Barkod 9786055537494 Listen to Keloğlan Masalları on Spotify. Sevgi Asöcal · Album · 2012 · 11 songs. Keloğla Masalları İzle Son Bölüm arşivleri - Hikaye Oku. AyIşığı Masalları kitabı hakkında detaylı bilgiler, kitap özeti, kullanıcı yorumları ve incelemeleri, en etkileyici alıntılar, en güzel fotoğraflar ve daha fazlası Neokurda. J1SU7. KELOĞLANIN FÜZESİ Bir varmış, bir yokmuş. Ülkenin birinde Keloğlan yaşarmış. Uzaya meraklıymış. Bir gün bir füze bulmuş. Füzeyle Jüpiter'e gitmiş. Uzayda tur atmış. Sonra dünyaya dönmüş. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLAN VE KORSANLAR Bir Keloğlan varmış. Kayıkla denize açılmış. Korsanlar, kayığı almışlar. Keloğlan'ı denize atmışlar. Keloğlan yüzerek kıyıya çıkmış. Masalımız da burada bitmiş. KELOĞLANIN SARAYLARI Evvel zaman içinde bir Keloğlan yaşarmış. Rüyasında hazine üstünde yattığını görmüş. Evin altını kazıp, hazineyi bulmuş. 365 tane saray yaptırmış. Padişahın kızıyla evlenmiş. Masalımız da burada bitmiş. BEBEK KELOĞLAN Ye bakla at takla. Ye limon denizde somon. Ye kavun derdinle avun. Ye soğan gece yarısı Keloğlan'dır doğan. Ebe oğlan oldu der, sofada dokuz doğuran babaya. Baba koşar evinde on sekiz doğuran dedeye. Baba, oğlum oldu, baba oldum, der. Dede ayağa kalkar, gözün aydın, der. Sen baba oldun, ben dede, der. Sen baba, ben dede, diyerek oynamaya başlar. Bunun üzerine baba, sen dede, ben baba, diyerek oynar. Oynarlar da oynarlar. Sonradan baba geri gelir babası yanında. Babanın babası Keloğlan'ın dedesi, Tatlıya bağlandı torun hevesi. Bebek Keloğlan ağlar da ağlar. Ana, baba, dede kucağına alır, sorun yok. Keloğlan ağlıyor ama gözlerinde yaş yok. Onun amacı dünyaya geldiğini ilan etmektir. Daha doğar doğmaz hoş geldim demektir. Hoş geldin Keloğlan, yeni doğmuş bebek oğlan. Şimdi ağla büyüdüğünde ağlama, ağlatma. Sakın ola zalim olma Kılıcın değil, aklın keskin olsun. Geldiğini görenler korkmasın, gülümsesin Anlattıklarından ders çıkarıp hayatı özümsesin. SON DEĞİRMENCİ KELOĞLAN İLE ARAP Eski zamanlarda bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan tembellikten bıkmış. Arabın biriyle ortak olmuş ve bir değirmen satın almış. Keloğlan kısa zamanda değirmenciliğe alışmış. Gelen buğday, arpa ve mısırı değirmende öğütüp un yapıyor ve para kazanıyormuş. Bazı müşteriler para yerine öğütülen tahılın birazını değirmen hakkı olarak bırakırlarmış. Keloğlan'ın ortağı arap gün boyu geziyor ve akşamüstü gelip hasılatı alıyormuş. Öğütülen tahılı arabasına yükleyip kasabada satıyormuş. Arap giderek zenginleşmiş. Keloğlan ise, fakir kalmış. Aradan aylar geçmiş. Bakmış Keloğlan olacak gibi değil, arap kazancın hepsini alıyor. Araba oyun oynamaya karar vermiş. Arap geldiği zamanlar, bugün müşteri gelmedi, kazanç olmadı diyerek, hasılatı eve götürüp anasına vermiş. Öğütülen tahılı ambara saklamış. Bir yıl sonra arap değirmenden umudunu kesmiş ve Arabistan'a gitmiş. Keloğlan değirmende çok çalışarak zengin olmuş. Padişahın kızıyla evlenerek mutlu olmuş. SON KELOĞLAN İLE KELAYNAK KUŞU Vakti zamanında ülkenin birinde en güzel kel yarışması düzenlenmiş. Çok sayıda kelin katıldığı bu yarışmada Keloğlan ile Kelaynak finale kalmış. Keloğlan Kelaynak'ın güzel olduğuna inanıyormuş. Yarışmayı onun kazanacağını sanıyormuş ama buraya gelirken anasının, birinci olmadan, ödülü almadan sakın gelme. Seni eve koymam bilmiş ol, demesini de hiç unutmamış. Ne yapıp edip yarışmayı kazanmalıymış. Keloğlan ile Kelaynak geceyi geçirecekleri handa odalarına çekilmişler. Daha sonra Keloğlan Kelaynak'ın odasına gitmiş. Bakmış Kelaynak aynanın karşısına geçmiş kel kafasını kaşıyor. Keloğlan, sen güzelsin, sen benden güzelsin, sen en güzelsin, diyerek Kelaynak'ı övmeye başlamış. Bunun üzerine Kelaynak şişinmiş, kabarmış. Sonunda ayna çatlamış, Kelaynak patlamış. Kelaynak'tan kurtulan Keloğlan gidip odasına yatmış. Ertesi gün rakibi gelmediği için birinci seçilen Keloğlan yüz akçe ödülü alıp evinin yolunu tutmuş. SON KELOĞLAN DAĞLAR PADİŞAHI Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan zamanla büyüyüp gelişmiş. 20 yaşına girmiş. Mert, yiğit biriymiş ama çalışmayı sevmez, boş gezenin boş kalfası misali koca boyuyla gezer dururmuş. Garip anacığı çalış, para kazan dedikçe, para benim neyime, deyme ana keyfime, yazık olur emeğime, et doldur tabağıma, dermiş. Günlerden bir gün Keloğlan iftiraya uğramış, kolculara yakalanmamak için, dağlara kaçmış. O yörenin beyi, Keloğlan'ı altınlarımı çaldı diye suçlarmış. Beyin baskısından yıllardır bıkıp usanan köylüler, Keloğlan'a ekmek, yemek götürerek onun dağları mesken tutmasını sağlamışlar. Bir iki derken, tarlalarda karın tokluğuna çalışmak istemeyen on köylü Keloğlan'ın çevresinde saf tutmuş. Keloğlan gücüne güç katmış ve bir gün adamlarıyla düze inerek beyi sindirip korkutmuş. Tarlalarda ırgatlık yapan köylüler, Keloğlan'ın yanına gelerek, sen çok yaşa emi Keloğlan diye bağırmışlar. Kolcular, Keloğlan'ın etrafını sarınca araya girerek Keloğlan'ı dağa kaçırmışlar. Olanlardan haberdar olan o ülkenin padişahı tebdil kıyafet gelerek köylülerle konuşmuş, Keloğlan'la tanışmış. Onun iftiraya uğradığını anlamış. Sonradan kimliğini açıklamış ve Keloğlan'ı sarayına davet etmiş. Sarayda padişahın dünya güzeli kızını gören Keloğlan kıza aşık olmuş. Kız da ününü duyduğu Keloğlan'ı görür görmez sevmiş. Sonraki bir gün Keloğlan anasıyla gelerek padişahtan kızını istemiş. Padişah kızını Keloğlan'a vermiş. Düğün günü bey bir kenarda eğlenceleri izlerken, onun baskısından kurtulmuş olan köylüler oynamışlar, eğlenmişler. Yıllar sonra bile çocuklarına, torunlarına Keloğlan Dağlar Padişahı diyerek anılarını anlatmışlar. SON Serdar Yıldırım keloğlan masalları ile ilgili masallar, öyküler ve diğer içerikler Keloğlan'ın Ablası Canan Ziyaretçi MasalıKeloğlan Ile Devler Yazılı MasalAyı İle Keloğlan Yazılı MasalSüpürgeci Keloğlan Yazılı MasalKeloğlan'ın İkizi Ziyaretçi MasalıKeloğlan İle Bulut Ziyaretçi MasalıKeloğlan ve Sihirli Kuş Keloğlan MasalıKeloğlan Şifalı Su Yazılı MasalKeloğlan'ın Kuzu Sevgisi Ziyaretçi MasalıKeloğlan ve Padişahın Kızı Yazılı MasalKeloğlan'ın Horozu Ziyaretçi MasalıTembel Keloğlan Yazılı MasalKeloğlan ve Çilli Tavuk Yazılı MasalKeloğlan ve Orman Perileri Yazılı MasalÇoban Keloğlan Yazılı MasalKeloğlan İle Dev Fare Ziyaretçi MasalıKeloğlan Nasıl Kel Kaldı ? Yazılı MasalKeloğlan ile Devler Keloğlan MasalıSihirli Şapka Kısa MasalKeloğlan Cengiz Han'ın Hazinesi Ziyaretçi MasalıKeloğlan İle Padişah Yazılı MasalAçıl Sofram Açıl Yazılı MasalKeloğlan, Karga Ve Sucukçu Arif Ziyaretçi MasalıHızır'ı Bulan Keloğlan Keloğlan MasalıKöse Değirmenci ile Keloğlan Keloğlan MasalıKeloğlan, Sütçü Ese ve Değirmenci Köse Yazılı MasalKeloğlan Mücevher Ağacı Ziyaretçi MasalıKeloğlan, Akıllı Oğlan Yazılı MasalKeloğlan, Denizden Babam Çıktı Ziyaretçi MasalıKeloğlan ile Köylüler Keloğlan MasalıKeloğlan İle Yılan Keloğlan MasalıKeloğlan İle Dağ Aslanı Ziyaretçi MasalıÜnlü Falcı Keloğlan Yazılı MasalKeloğlan'ı Çarmıha Germişler Ziyaretçi MasalıKeloğlan İle Hırsız Köse Sesli MasalKabak Gelin Keloğlan MasalıKeloğlan Dört Haramiler Ziyaretçi Masalı keloğlan masalları ile ilgili 37 içerik bulundu Keloğlan Masalları Özeti Keloğlan ve Kuyudaki Dev Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde develer tellalken, pireler berberken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken; ülkenin birinde bir kasaba varmış. Bu kasabanın kenar mahallelerindeki bir kulübede, çok fakir bir keloğlan ile ihtiyar annesi yaşamakta imiş. Keloğlan çok akıllı ve becerikli olmasına rağmen çalışmaktan hoşlanmaz, tembel tembel evde oturmayı, ne buldu ise yiyip, içmeyi ve uyumayı severmiş. Tembel mi tembel, saçsız kafası ile de çok çirkin olduğu için herkes ona keloğlan dermiş. Keloğlanın ihtiyar annesi ise el çamaşırı yıkar, hem kendini, hem de tembel keloğlanı beslemeğe çalışır, zorluklar içinde geçinirlermiş. Her nasılsa Keloğlanın canı çarşıya çıkıp dolaşmak istemiş. Bir de bakmış ki, uzakta bir kalabalık var. Kalabalığın ortasında bir adam bağıra bağıra bir şeyler söylüyor. Kalabalıktaki insanlarda onu dinlermiş. Bizim Keloğlanda kalabalığa sokularak bu adamın dediklerini dinlemiş. Adam meğer şehrin tellallarından biriymiş. Keloğlanın dinlemekte olduğu tellal şöyle demekteydi. -Ağır bir iş için bir adama ihtiyaç vardır. Bu işi görecek adama yüz altın verilecektir. Talip olacak kimse varsa ortaya çıksın. Keloğlan etrafta toplanan kalabalıktan ses seda çıkmadığını görünce ve bu işin sonunda yüz de altın verileceğini öğrenince tellala -Bu işi ben yaparım, yalnız bu yapılacak işi hemen bana söyle, demiş. Tellal Keloğlanı şöyle bir süzdükten sonra, gözü tutmamış olacak ki -Oğlum, sen bu işi yapamazsın, iş çok zordur. Bunu ancak akıllı, becerikli ve cesur adamlar başarabilir. Ben bunları sende göremiyorum, deyince; Keloğlan -Ummadığın taş baş yarar. Ben bu işi başarırım, diye cevap vermiş. Etrafta toplanan kalabalıktan alaylı gülüşmeler yükselmiş. Bu sırada tellal onun biraz da fakir haline acıyarak -Pekala oğlumMadem ki kendine güveniyorsun sana şimdi yapacağın işi tarif edeyimUzak bir ülkeden mal getirmeye gidilecek Yolculuk at sırtında olacak, ama sen bu yolculuğa katlanabilecek misin?.. diye sorunca. Keloğlan -Ben yaparım dediğim her şeyi yaparım. Elbette katlanırım, karşılığını vermiş. Tellal -Madem ki bu kadar güvenin var, bende sana bu işi veriyorumParanı şimdi mi, yoksa dönüşte mi istersin? Keloğlan da -Şimdi verinde birazı yanımda bulunsun, geri kalanını anneme harçlık bırakırım, der. Bu şartlarla anlaşmaya varan Keloğlan sevinçle annesine koşarak durumu anlatır ve yanındaki parayı annesine bırakarak veda edip yapacağı işe gider. Toplantı yerine gelen Keloğlan, yolculuğun hazır olduğunu ve kafilenin kendisini beklemekte olduğunu görür. Kafile başkanı Keloğlana hazır olup olmadığını sorar. hazır olduğunu öğrenince küçük kafile hemen atlara binerek yola koyulur İki gün durup dinlenmeden yol alırlar. Üçüncü gün Keloğlanın at sırtındaki yolculuktan vücudunun her tarafı ağrımaya başlar. Ama verdiği sözü ve aldığı parayı düşünerek sabırla yola devam eder. Artık akşam yaklaşmıştır. Kafile başkanı mola için kervanı durdurur. Keloğlan biraz dinleneceği için sevinmiştir. Ama bu sevinci çok sürmez. Atlar bağlandıktan sonra kafile başkanı kendini çağırır. Keloğlana der ki -Keloğlan, şurada bir kuyu görüyorsun -Evet, der bizim Keloğlan. -İşte şimdi, o kuyuya ineceksin Korkmazsın değil mi? Keloğlan kuyunun yanına gider bir sağına, bir soluna ve eğilip içine bakar, kafile başkanına dönerek -Ne var bunda korkacak, elbette inerim. der. keloğlan korksa bile korktuğunu belli etmemeğe çalışarak kuyuya inme hazırlığına başlar. Etrafını saran yol arkadaşları Keloğlanın beline kalın bir ip bağlarlar, kuyuya sarkıtırlar. Keloğlan kuyunun yarısına gelince sağ tarafında karanlıkta aniden bir kapı açılır. Adamın biri Keloğlanı kucakladığı gibi bu kapıdan içeri çeker Neye uğradığını anlayamayan Keloğlan kendine gelince, bir de ne görsün!.. Geniş bir bahçe ve bu bahçenin ortasında büyük bir saray durmuyor mu?.. Sarayın bahçesinde güllerin arasında Dünya güzeli bir kız oturmuş, arkasında bir dudağı yerde, bir dudağı gökte iri ve koyu siyah renkte bir zenci ayakta durmakta. çiçeklerin arasında bir tavus kuşu dolaşmaktadır. Şaşkınlıkla bunları seyre dalan Keloğlan birden arkasında gürleyen bir sesle aklı başından gider. Dönüp bakınca, ne görsün? Koca bir dev. Arkasında durmuyor mu!.. Dev korkunç bir sesle -Eyyyy, adem oğlu! Söyle bakalım, şu gördüklerinden hangisi daha güzel?.. Keloğlan korkudan tir tir titremeğe başlar. Ne cevap vereceğini şaşırır ama, biraz sonra aklı başına gelir ve biraz düşündükten sonra -Gönül neyi severse güzel odur sultanım, der. Dev, aldığı cevaptan memnun gibi görünür ve Keloğlana tekrar sorar. -Şu kız çok güzel, şu tavus kuşu çok hoş ama, şu zenci çok çirkin, çok kötü!.. Buna ne dersin?.. Keloğlan artık ilk şaşkınlık ve korkudan kurtulmuştur. Yine cevabı yapıştırır -Gönül neyi severse, güzel odur sultanım, diye tekrar aynı cevabı yapıştırır. Aldığı cevaptan çok hoşlanan dev, Keloğlana -Aferin, sen akıllı bir çocuğa benziyorsun diye Keloğlana hemen yanındaki, ağaçtan kopardığı üç tane büyük narı verir. Ve -Al bu narları. Dönüşte annenle birlikte yersin, diyerek Keloğlanın yanından ayrılmış. Meğer Dev, her kuyuya inen insana bu soruları sorar fakat, bir türlü istediği akıllıca cevabı alamayınca çok kızar, hemen kellesini uçurur, sonra da etlerini yer, kafatasını sarayın duvarlarına asarmış. Böylece kuyuya inenlerin çoğu, Devin bu soruları karşısında kimi kız güzel, kimi tavuskuşu diye Deve cevap verirlermiş. Bu cevaplardan memnun kalmadığı için kuyuya inen bir daha yukarı çıkamazmış. Devin yanından ayrılan Keloğlan tekrar çıkış kapısına gelip yukarı nasıl çıkacağını düşünürken birden yukardan, su almak için sarkıtılmış bir kovanın kendisine doğru geldiğini görünce, Keloğlan hemen bu kovadan tutarak yukarı çıkar. Keloğlanı sapasağlam yukarı çıktığını gören arkadaşları, şaşkınlıktan ağızları bir karış açık, gözlerine inanamazlar ve birbirlerine bakışırlar. Zira kervancılar bu kuyudan su almak istedikleri zaman her seferinde Deve bir insanı kurban vermeleri adetmiş. Yol arkadaşları onu böyle sapasağlam, güler yüzlü görünce tabii şaşkınlıktan kendilerini alamamışlar. Kafile başkanı merakını yenemeyerek Keloğlana -Şimdiye kadar bu kuyuya salladığımız adamlardan hiçbiri geri dönmemiştir. Sen nasıl oldu da bu kuyudan sağlam çıktın evlat? Keloğlan güler yüzle şu cevabı verir -Nasıl çıktıysam çıktım.. Çıktım ya! Siz ona bakın. Yeniden kafile yola koyulmuş. Varacakları o uzak ülkeye malları yükleyerek memlekete dönmüşler. Keloğlan elindeki Narları sevinçle evine dönünce, annesi yine her zamanki gibi, el çamaşırı yıkamakta bulur. Annesi de oğlu geldiği için sevinmiştir. Yemekler sonra da Keloğlan, Devin verdiği Narlardan birini çıkarıp yemek için ikiye böler. Bir de ne görsün? Devin verdiği Nar tanelerinin her biri meğer çok kıymetli birer mücevher değilmiymiş Bunun değerini anlayan Keloğlan, zaman zaman bunların her birini azar azar satmış.. Ve Keloğlan öylesine zengin olmuş ki, artık ne kelliği kalmıştır, ne de çirkinliği, ne de annesinin çamaşırcılığı. Mutlu bir hayata kavuşmuşlar.. Keloğlan Ve Sihirli Tas Masalı Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul annesi, bu biricik oğlunu "Kel oğlum,keleş oğlum" diye severmiş. Günlerden bir gün Keloğlan annesinden izin alıp balık tutmaya gitmiş. Belki bir kaç balık yakalarım. Anacığımla pişirir, yeriz. Aç karnımızı doyururuz" diye düşünüyormuş. Irmağın kenarına gelip oltasını salmış. Öğleye doğru kocaman bir balık tutmuş. Pulları gümüş gibi parlak, gözleri cam gibi aydınlık, güzel mi güzel bir balıkmış bu... Keloğlan balığın pullarını kazımış, karnını yarıp temizlemek istemiş. Bir de ne görsün! Balığın karnı içinde kocaman bir tas durmuyor mu? Keloğlan bir sevinmiş, bir sevinmiş ki sormayın. "Hem balığı götürürüm anama, hem tası" demiş. Tası su ile doldurup balığı yıkamak istemiş. Birden inanılmayacak bir şey olmuş. Tastan boşalttığı sular altın olarak akıyormuş yere. Keloğlan çok şaşırmış. Bir kaç kere denemiş, hep altın akıyormuş tastan. "Bu, sihirli bir tas galiba. Hemen anama haber vereyim" demiş. Evlerine koşmuş. Sihirli tasa küpler dolusu suyu doldurup doldurup boşaltmış. Suyu boşalan küplere de altınları biriktirmiş. Artık ülke hükümdarı bile onun yanında fakir sayılırmış... Keloğlan günler sonra büyük bir saray yaptırıp oraya taşınmış. Kendisine hizmetçiler tutmuş. Sevdiği ve istediği her şeyi alıyor, en güzel yemekleri yiyormuş. Sonunda altınlarının çokluğu onu şımartmaya başlamış. Gereksiz masraflara, lüzumsuz harcamalara girişmiş. "Oğlum bu işin sonu kötü olabilir" diye öğüt vermeye çalışan anasını bile dinlememiş. "Sihirli tas elimde, ne istersem yapabilirim..." diyormuş. Keloğlan'ın böyle kendini beğenmesi, şımarması ve hırsa kapılması, insanların ona duyduğu sevgiyi azaltmış. Herkes "Eski hali bundan daha iyiydi. Gözünü hırs bürüdü Keloğlan'ın" demeye başlamış. Keloğlan bir gün daha çok altın elde etmek için, sihirli tasını eline alıp ırmağın kenarına gelmiş. "Suyu tükenecek değil ya, bir saray da buraya yaptırayım. " demiş. Gurur ve kibirle tasını suya daldırmış. Kıyıda biriken altınlar hırsını artırıyormuş. Daha hızlı daha hızlı daldırmaya başlamış tası. Artık altınlardan başka bir şey düşünmüyormuş. Birden tas elinden kayıp suya düşmüş. Keloğlan onu tutmak için eğilince kendisi de ırmağa yuvarlanmış. Yüzme bilmediği için hızla akan ırmakta nerdeyse boğulacakmış. Binbir güçlükle kenara çıkmış. Kendisi suda çırpınıp dururken,biriktirdiği altınları da hırsızlar çalıp götürmüşler. Artık tası bulmanın da imkanı kalmadığından ağlaya ağlaya annesinin yanına dönmüş. Başına gelenleri anlatmış. Yaşlı kadın - Üzülme yavrum, demiş. Hay'dan gelen Hû'ya gider. Zaten, sen o tası alnının teri, elinin emeği ile kazanmamıştın. Üstelik zenginlik seni iyice şımartmıştı. Böylesi daha iyi oldu. Hiç olmazsa kendini başkalarından üstün görme hastalığından kurtulursun." Keloğlan bu sözlerle teselli bulmuş. Anasına hak vermiş. O günden sonra da Sihirli Tası bir daha hiç anmamış. Keloğlan ve Sihirli Tas masal çocuk masalları masal özetleri hikayeler Dünya klasikleri güzel hikayeler seçme masallar masal dinle resimli masallar hikaye özetleri Türk masalları Benzer Çocuk Masalları Sihirli Tohumlar Masalı Gölgesiyle Yarışan Tay Masalı Arıcan Masalı Keloğlan Ve Kuyudaki Dev Masalı Sedef Bacı Masalı Ahtapot Masalı Çocuk Masalları Ana Sayfa Çocuk Masalları Ekleyin Keloğlan Ve Sihirli Tas Masalı Hakkında Yorum Yazın... Efsun Sınıfımızda ''Masalcı Nine'' adlı bir etkinlik yapacağım bu tam bana göre. 2022-02-21 çok uzun çok uzun 2022-02-18 hi guysssss hi guyssssss 2021-03-24 GS GS YUSUF bu siteyi çok beyendim sadece 1 tane maSALINI OKUMADIM 2021-01-21 Ege Sıraç Güzel hikayeymişş beğendim 2021-01-17 Alican Harika ben çok beğenfim 2021-01-15 Selen Güler Çok güzel 2021-01-14 Beyazit eymen Cok beğendim elinize sağlık 2020-11-28 aslı kaplan çok güzel hikaye biz çocuklara hayatla ilgili bir ders veren bir hikaye olmuş 2018-09-01 Besiktas-Kartal aski Canisi naber hikaye cok güzel 2018-06-06 meldan çok ama çok güzel bir masal ve çok güzel ders veriyor 2018-02-15 elif hikaye gerçekten ders çıkarıcı bir hikaye 2017-11-20 Fırat keşke gerçek dünyada da böyle olsa 2017-11-20 Yağmur Çok güzel ödevde çok işime yaradı 2017-11-09 Efe Çok güzel 2017-08-22 taha cokgüzel harika harika okudum daha cok güzel olmaya basladım 2017-07-21 Elif Masalı çok beğendim. Çok iyi bir ders veriyor. Yazanlar çok güzel yazmış. 2017-04-21 özlem gökkaya masallar çok ama çok güzel çok beğendim. yazanların ellerine sağlık 2017-03-28 Ahmet Çok güzeL 2017-03-06 rana kaban Çoooooooooook beyendim 2017-02-28 keloğlan Harika 2017-01-25 Asya hoşer beğendim 2016-12-17 Masal Nisa çok güzelmiş gerçekten yazanın eline sağlık hem öğretici 2016-06-27 Rabia babat Çok güzel harika hep okucam 2016-05-22 Beyza Mükemmel 2016-05-11 Beyza Bence çok güzel 2016-05-11 berfin Alak bu benim kitabımda var. Ama budaha iyi 2016-05-04 Ayşegül TEKTAŞ Bence çok güzel bir metin olmuş 2016-04-25 İsmimi vermek istemiyorum Çok güzeldi ama tas gerçek olsa yanımızda olsa süper olurdu 2016-04-17 Rando Çooook. beğendim. 2016-03-28 Murat boz Çok güzel kızlAr 2016-03-02 furkan cok guzel 2016-02-12 fatma Deri Çok güzel hikaye benbeyendimmm 2016-01-26 Ayşe B. Benim çok hoşuma gitti herkese tavsiye ederim 2016-01-12 melek helin çok güzelmiş 2016-01-05Yazılan 35 yorum görüntüleniyor Keloğlan Ve Sihirli Tas Masalı

keloğla masalları kısa özeti yaz