🦏 Araf Suresi 52 57 Ayet
Arâf Suresi 52. ayet tefsiri; A'râf Suresi 52. ayet tefsiri. Kuran Meali ve Tefsiri. A'râf Suresi 52. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri. A'râf Suresi 52. ayeti ne anlatıyor? A'râf Suresi 52. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri
Arâf Suresi 52. Ayet. Ayeti Dinle. sizler dünyada Araf ehlisiniz. Gönderdiğimiz ayetlerle akıl ederek düşünürsünüz. İşte gözlerinizin önünde cennetliklerin hali, gözlerinizin önünde cehennemliklerin hali! Onları birbiriyle atıştırdık ki anlayasınız. Ayetlerin açıklanmasıyla ilgili bkz. En‘âm 6:55, 97
Onlardandilediğinin beraberliğini erteler, dilediğini yanına alırsın. Uzaklaştırdıklarından birini tekrar istemende senin için bir sakınca yoktur. Bu hüküm onların mutlu olmaları, üzülmemeleri ve
2603.2021 09:52 - Güncelleme: Araf Suresi, 128. ayet meali: Musa kavmine: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Gerçek şu ki, arz Allah'ındır; ona kullarından dilediğini mirasçı
Araf Süresi 34. Ayet Meali ve Tefsiri. A’raf Süresi 34. Ayet Meali: Her milletin belli bir ömrü vardır; ecelleri geldiğinde ne bir an geciktirilir ne de öne alınır A’raf Süresi 34. Ayet Tefsiri: Ecel; her insanın, uzun ya da kısa belli bir ömrü olduğu gibi, her milletin de önceden belirlenip tayin edilmiş belli bir ömrü vardır. . Ömrün sona erdiği en son ana ecel den
Abdulaziz BAYINDIR ve Süleymaniye Vakfı İlmi Heyeti Kur'an Sohbetleri programında bu hafta "Araf Suresi 52. Ayet" konusunu ele aldı.TARİH: 24.03.2020 | Bö
Rahmanve Rahim olan Allah'ın adıyla. Hamd, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. (O) Din Günü'nün sahibidir. Yalnız Sana kulluk eder ve yalnız Sen'den yardım dileriz. Bizi dosdoğru yola hidayet eyle. Nimet verdiğin kimselerin yoluna, gazaba uğrattığın ya da sapıtanların değil.
Azizİsminin Anlamı: Onur sahibi yüce, Saygıdeğer, Manevi gücü çok üstün. Aziz İsmi Kur'an'da Hangi Surede Geçiyor: Aziz ismi Kur'an'da toplam 3 surede geçmektedir. Bunlar; Al-i İmran suresi 26. ayet, Yusuf Suresi 51. ayet ve Yusuf Suresi 52. ayettedir. Firdevs İsminin Anlamı: Cenneteki altıncı 6. bahçenin adıdır.
Anasayfa» GÜNDEM » SEYYİD KUTUB’UN BAKIŞ AÇISIYLA ARAF SURESİ 57. AYET. GÜNDEM. 12.09.2020 . 0. 0. A + A-ABONE OL; SEYYİD KUTUB’UN (RH.A.) BAKIŞ AÇISIYLA MÜ’MİNUN SURESİ 51. VE 52. AYETLER. 51- Ey peygamberler, temiz yiyeceklerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Hiç kuşkusuz ben sizin neler yaptığınızı bilirim
Program Kur'an Sohbetleri Konu: ARAF SURESİ 52. AYET ⌚️19.00 *Dersimiz izleyicisiz yapılacaktır. Canlı yayın:
Kuranı Kerimi anlamak, ona göre yaşayabilmek, işte bütün mesele bu. A’râf suresi 52. âyet Hasan Basri Çantay meali: Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme (mahz-ı) hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir.
Kurani Kerim 156.Sayfa 8.Cuz 7.Sure EL Araf Suresi Ayet 52-57 Sonraki Sayfaya Gec: Kurani Kerim Ana Sayfaya Git: Onceki Sayfaya Git: Sayfayi Dinlemek için Play a basin: Arapca Metin: Font = 20px - 30px - 40px - 50px. وَلَقَدۡ جِئۡنَـٰهُم بِكِتَـٰبٍ۬ فَصَّلۡنَـٰهُ عَلَىٰ عِلۡمٍ
VJohwvp. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiRüzgarları rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet rüzgarlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünüp ders Okuyan Kur’an Meal-TefsirRahmetinin yağmurun önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O'dur. Sonunda o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu bulutu ölü kurak bir şehre sevk ederiz. Böylece onun sayesinde bulut sebebiyle oraya suyu indirir ve bütün meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri de topraktan böyle çıkaracağız.* Umulur ki gerçeği hatırlarsınız.*Edip Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiO, rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır bulutları yüklenince, onları ölü bir beldeye sevk ederiz. Böylece onunla indirdiğimiz suyla, orada her türlü ürünü çıkarırız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt Vakfı Süleymaniye Vakfı Mealiİkramından önce rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur*. Rüzgarlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca ölü toprağa sürer, o buluttan su indirir, onunla her türlü ürünü çıkarırız. İşte ölüleri de böyle diriltiriz, belki bilgilerinizi kullanırsınız...Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekVe O, rahmetinin önünden, muştulayıcı olarak rüzgarları gönderir. Sonunda, ağır bulutları yüklendiğinde, onu, ölü bir yöreye göndeririz. Ardından, onunla su indiririz ve tüm ürünlerden çıkarırız. Ölüleri de işte böyle çıkarırız; böylece, belki öğüt İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anO'dur rüzgarları rahmetinin önüne katıp müjdeci olarak gönderen; nihayet bunlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca, onu ölü toprağa doğru sevkedip bu yolla su indiririz ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz belki düşünür de ibret Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiRüzgarları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyvayı çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıRahmetinin önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Ki ibret sadeleştirilmiş O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak yollayan Allah'tır. Nihayet onlar, yağmur yüklü ağır ağır bulutları hafif birşey gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları ölü bir memlekete gönderip oraya su indirmiş ve orada her türlüsünden ürün çıkarmışızdır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerek ki düşünüp ibret Esed Kur'an MesajıYaklaşan rahmetinin önünde müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen Odur; yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz; belki düşünür ders İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiO, rüzgarları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgarlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiVe o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutları hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınızSüleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiO ki rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız ki ibret Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimO, rahmetinin önünden rüzgarı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret ki rahmetinin önünde rüzgarı müjdeci olarak gönderir. Nihayet bunlar, ağır yüklü bulutları yüklendiğinde; Biz, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her tür mahsulleri yetiştiririz. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Ta ki iyice düşünüp ibret Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıRahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır ağır yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman; biz, onu ölü bir bölgeye gönderir ve su indiririz. Onunla her türlü ürün çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkaracağız. Belki düşünüp, ibret Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiO'dur ki, rahmeti olan yağmurun önünden müjdeci olarak rüzgarlar gönderir. Nihayet bu rüzgarlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü"HU", ki rahmetinin önünden rüzgarları müjdeci olarak irsal eden... Nihayet rüzgarlar ağır bulutları kaldırıp taşırken, onu ölü bir beldeye sevk ederiz; onunla su inzal eder ve onunla her türlü semereden meyve çıkarırız... İşte biz, ölüleri böyle çıkarırız... Umulur ki bunun ne anlama geldiğini düşünürsünüz!Edip Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiO, rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anRahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır bulutları yüklenince, onları ölü bir beldeye sevk ederiz. Böylece onunla indirdiğimiz suyla, orada her türlü ürünü çıkarırız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt Khalifa The Final TestamentHe is the One who sends the wind with good omen, as a mercy from His hands. Once they gather heavy clouds, we drive them to dead lands, and send down water therefrom, to produce with it all kinds of fruits. We thus resurrect the dead, that you may take Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationHe is the One who sends the winds to be dispersed between His hands of mercy; so when it carries a heavy cloud, We drive it to a dead land, and We send down the water with it and We bring forth fruits of all kind. It is thus that We will bring out the dead, perhaps you will Quran A Reformist TranslationHe is the One who sends the winds to be dispersed between His hands of mercy; so when it carries a heavy cloud, We drive it to a dead town, and We send down the water with it and We bring forth fruits of all kind. Thus We will bring out the dead, perhaps you may remember.
Meal Ayet Arapça وَلَقَدْ جِئْنَاهُمْ بِكِتَابٍ فَصَّلْنَاهُ عَلٰى عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Türkçe Okunuşu * Velekad ci/nâhum bikitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden verahmeten likavmin yu/minûne 1. Ömer Çelik Meali Oysa biz onlara, kesin bir bilgiye dayanarak mânasını ve hükümlerini tek tek açıkladığımız, iman edecek kimselere doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet kaynağı olan bir kitap göndermiştik. 2. Diyanet Vakfı Meali Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. 3. Diyanet İşleri Eski Meali And olsun ki Biz onlara bir Kitap getirdik, inanan bir millet için yol gösterici ve rahmet olarak onu bilgiyle uzun uzun açıkladık. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik. 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir Kitap getirdik. 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali Filhakıka biz onlara öyle bir kitâb gönderdik ki iyman edecek her hangi bir kavme bir düsturı hidayet ve rahmet olmak için tam bir ılm üzere onu fasıla fasıla ayırd ettik 7. Hasan Basri Çantay Meali Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme mahz-ı hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir. 8. Hayrat Neşriyat Meali Şübhesiz biz onlara bir Kitab da getirdik ki, îmân edecek bir topluluğa, bir hidâyet ve bir rahmet olarak bir ilim üzere onu iyice açıkladık. 9. Ali Fikri Yavuz Meali Andolsun, biz onlara Mekke'lilere bir kitab Kur'an getirdik ki, iman edecek olan herhangi bir kavme, bir hidayet ve rahmet temel nizam olsun. Onun için tam bir ilim üzere, onun hükümlerini ayrı ayrı beyan ettik. 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Muhakkak onlara bir kitap getirdik. İşte onu imân edecek bir kavim için bir hüda ve rahmet olmak için tam bir ilim üzere mufassalan irad ettik. 11. Ümit Şimşek Meali Biz onlara bir kitap getirmiş ve o kitabı, iman eden bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere, İlâhî ilmimizle açıklamış bulunuyoruz. 12. Yusuf Ali English Meali For We had certainly sent unto them a Book, based on knowledge, which We explained in detail,- a guide and a mercy to all who believe. Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. A'râf Sûresi 52. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.
Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır. Vehuve-lleżî yursilu-rriyâha buşran beyne yedey rahmetihis hattâ iżâ ekallet sehâben śikâlen suknâhu libeledin meyyitin feenzelnâ bihi-lmâe feaḣracnâ bihi min kulli-śśemerâtic keżâlike nuḣricu-lmevtâ le’allekum teżekkerûneÖyle bir mabuttur ki rahmetinden önce müjdeci olarak rüzgarları yollar. Sonucu rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklenince onları ölmüş bir ülkeye sevk ederiz, oraya böylece yağmur yağdırırız da her çeşit meyveler yetiştiririz. Düşünün de ibret almaya bakın, çünkü biz, ölüyü de işte böyle diriltiriz.Yağmur Rahmetinin öncesinde rüzgârları bir müjdeci olarak gönderen O’dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp tonlarca su buharı yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir yerleşim bölgesine sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de, böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte Biz, ölüleri de ahirette aynen böyle diriltip-çıkarırız ve mahşere toplarız. Herhalde düşünüp ibret alırsınız diye bunları anlatmaktayız.Yaklaşan rahmetinin önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip, bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de, işte böyle dirilteceğiz. Belki düşünür ders rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak estirendir. Belli bir süre sonra, rüzgârlar yüklü ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiği zaman, biz onları ölü bir beldeye hayat vermek için sevkederiz, sürükleriz. O suyu, o beldeye indiririz. O su ile her türlü meyveyı o beldede üretiriz. Biz su ile genetik şifrelerini harekete geçirerek bitkilere hayat verdiğimiz gibi ölüleri de kabirlerden dirilterek çıkarırız. Herhalde düşünür, bundan ibret Kur’ân-ı Kerim, 22/5-6; 30/19, 50; 35/9; 42/ rahmeti öncesinde müjdeci olarak gönderen O'dur. Nitekim bunlar ağır bulutları taşıdıklarında, onları ölü bir beldeye iletiriz. Onlardan su indirir ve onunla her tür ürün çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkarırız. Umulur ki öğüt önünde rüzgarları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar ağırca bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir şehre sürükleriz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip-çıkarırız. Ki ibret rahmetinin önünde, rüzgârları müjdeci olarak gönderen O Allah'dır. Nihayet bu rüzgârlar buhar ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıp yüklendiği zaman, bakarsın ki, biz onları ölmüş kurumuş memleketlere sevketmişizdir. Böylece, o bulutla, o yere su indiririz de, o su ile her çeşit meyveleri çıkarırız. İşte bu ölü araziden bitkileri nebâtâtı çıkardığımız gibi, ölüleri de böyle çıkaracağız dirilteceğiz. Gerektir ki, düşünür ve ibret Allah’tır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeleyiciler olarak salıverir. Nihayet o rüzgârlar ağır bulutları yüklenince, o bulutları ölü bir şehir için sevk ederiz. Onunla su indiririz. O su ile bütün ürünlerden ortaya çıkarırız. Ölüleri de bunun gibi yerden çıkarırız. Düşünün! Belki ibret rahmetinin önünden müjdeci olarak gönderen O'dur. Nihayet rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünüp ders alırsınız.[136][136] Rîh/rüzgar hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, VII, yağmurun müjdecisi bulunan, yelleri gönderen o, bunlar ağır bulutları yüklendiğinde, kurak olan bir yeri, onunla sularız, bulutlardan su indiririz, onunla her türlü yemişleri bitiririz, ölmüş bulunanları işte böyle diriltiriz, umulur ki anlıyasızRahmetinin önünde yağmurla gelecek bereketleri müjdeleyici olarak rüzgârları gönderen O'dur. Nihayet o rüzgârlar, topladığı yağmur dolu ağır bulutları yüklendiğinde; biz, onu ölü bir bölgeye göndeririz; derken onunla su indirir ve o su ile de türlü türlü mahsuller yetiştiririz. İşte ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki iyice düşünüp ibret yağması için rüzgârın aşılayıcı bir görevi olduğu bilimsel araştırmalar ile ortaya konmuştur. Bu konuda Hicr suresi 15/22. âyetin açıklama kı... Devamı..Yağmurun mukaddimesi olan rüzgârları Allâh te’âlâ gönderir, yağmurla dolu bulutlardan su indiririz ve tekmîl meyveleri öylece yetişdiriyoruz işte ölüleri de mezarlarından öylece çıkarırız, belki mülâhaza önünde, müjdeci olarak rüzgarları gönderen Allah'tır. Rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları taşıdığında, onu ölü bir memlekete gönderir, su indirir ve onunla her türlü ürünü yetiştiririz; ölüleri de bunun gibi diriltip, çıkarırız; belki bundan ibret rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderendir. Nihayet rüzgârlar ağır bulutları yüklendiği vakit, onları ölü bir beldeyi diriltmek için sevk ederiz de oraya suyu indiririz. Derken onunla türlü türlü meyveleri çıkarırız. İşte ölüleri de öyle çıkaracağız. Ola ki ibretle rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Sonunda onlar o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu ölü bir memlekete sevkederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Her halde bundan ibret rahmetinin bir ön müjdesi olarak rüzgarları gönderendir. Toplanıp yüklendikten sonra ağır bulutları ölü bir toprağa süreriz. Onunla su indirir ve onunla her çeşit ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkarırız. Belki bundan bir öğüt önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. O rüzgarlar, yağmur yüklü bulutları yüklenince, onu kurak bir memlekete gönderir, sonra onunla yağmur yağdırır ve onunla her çeşit ürünü yetiştiririz. İşte Biz, ölüleri de böyle diriltiriz. Gerekir ki düşünür, ibret o, o Allahdır ki rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci yollar, nihayet bunlar o ağır ağır bulutlârı hafif bir şey gibi kaldırıb yüklendiklerinde bakarsın biz onları ölmüş bir memlekete sevketmişizdir derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden semereler çıkarmışızdır, işte ölüleri böyle çıkaracağız, gerektir ki düşünür ıbret alırsınızRahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen O'dur. Rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince, onları ölü bir beldeye sevk ederiz. Böylece onunla indirdiğimiz suyla, orada her türlü ürünü çıkarırız. İşte Biz ölüleri de böyle diriltip çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt rahmetinin önünden rüzgârı müjdeci gönderendir. Nihayet bunlar su ile yüklü ağır ağır bulutları kaldırıb yüklendiği zaman görürsün ki biz on lar ı ölmüş bir memlekete sevketmişizdir. Derken ona su indirmişizdir de orada her türlüsünden meyveler mahsuller çıkarmışızdır. İşte ölüleri de diriltib kabirlerinden böyle çıkaracağız biz. Gerek ki bunları iyi düşünüb ibret O, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderendir. Nihâyet o rüzgarlar, ağır yağmur bulutlarını yüklendiği zaman, onu ölü bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indiririz de onunla her çeşit meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri dekabirlerinden böyle çıkarırız; tâ ki ibret alasınız!Yağmurların rahmetinin öncesinde müjdeci olarak rüzgârları gönderen O dur. Su ile yüklenmiş bulutlar iyice ağırlaşınca, ölü bir beldeyi onunla sularız. Suyu indiren biziz ve o suyla her türlü ürünleri çıkaran da biziz. Ölüleri de böyle çıkaracağız, belki öncüleri olarak yelleri müjdeleyici gönderen Odur. Sonunda bu yeller yağmurla yüklü olan bulutları kaldırırlar. Biz onları kuraktan ölmüş bir ülkeye süreriz. Derken o bulutlardan su indirir,ondan da her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de böyle diriltiriz, öğütlenesiniz rahmeti olan yağmurun önünde müjdeci gönderen O/dur. Nihayet rüzgârlar yağmurlu bulutları yüklenince biz onu kurak bir yere süreriz, oraya su indiririz, onunla her nevi meyvaları çıkartırız. Siz hatırlayasınız diye ölüleri kabirlerinden böyle önünde, bir müjde olarak rüzgârları gönderen O’dur. Onlar, yağmur yüklü/ağırlıklı bulutları yüklenince onu ölü/çorak bir beldeye yollar ve oraya su indiririz ve onunla her türlü ürünleri çıkarırız. İşte ölüleri de böylece çıkarırız. Belki düşünür ibret alırsınız!Rahmetinin önünde rüzgârları bir müjde olarak gönderen O'dur. Bunlar yüklü bulutları kaldırıp yüklendiğinde, onları kuraklıktan ölmüş bir beldeye sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylece onunla bütün ürünlerden çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle diriltip çıkarırız; umulur ki kendinize lütuf ve rahmetinin önünde, yağmurla gelecek nîmet ve bereketleri müjdeleyici olarak rüzgarları gönderen O’dur. Nihâyet bu rüzgarlar, su taneciklerinden oluşan ve kendisinden çok daha ağır olan yağmur yüklü bulutları yüklenip kaldırınca, onu susuzluktan toprağı çatlamış, bitki örtüsü kurumuş ölü bir bölgeye sürükleriz ve onunla, o çorak topraklara hayat veren yağmurlar yağdırır, peşinden de orada çeşit çeşit ürünler yeşertiriz. İşte biz, aynı hayat verici kudretimizle ölüleri de Kıyâmet Günü böyle diriltip çıkaracağız. Böyle canlı ve anlaşılır misâllerle hakkı ortaya koyuyoruz ki, düşünüp ibret alasınız!İşte Kur’an ayetleri de, tıpkı rahmet yağmurları gibi ölü kalplere hayat verir. Fakat gönlünü hakîkate kapamış, kibir ve bencilliğin kölesi olmuş insanlar, bu rahmet hazinesinden bir şey alamazlar. NitekimRahmetinin önünde müjde olarak Rüzgârlar’ı gönderen O’dur. Sonunda yağmur yüklü yoğun bulutları yüklendiği zaman onu ölü bir beldeye sevk ederiz. Onunla Su’yu indiririz. Onunla bütün Ürünler’den çıkarırız. Ölüler’i de böyle çıkarırız. Umulur ki düşünüp öğüt sevgisinin bir ifadesi olarak bulutları serbest bırakan da Allah'tır. Zamanı gelince rüzgâr, ağır bulutları kaldırır, biz de onu ölü topraklara doğru sevk ederiz. Bulut vasıtasıyla suyu indirir, bu suyla her çeşit ürünü yetiştiririz. Ölüleri de aynı şekilde diriltiriz. Herhalde olup bitenler üzerinde yaşama iyice bakın! Doğa her an Allah’ın koyduğu yasaya göre hareket ediyor. Unutmayın! Rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen Rabbinizdir. Rüzgârlar bulutları sırtına yükler. Kurak yerlere götürür. Oralara suyu indirir. Sulanan yerlerden türlü türlü meyveler çıkarır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. İnananları, yasalarımıza göre yaşayanları mükâfatlandırmak, inkâr eden, yasalarımıza aykırı davrananları cezalandırmak için öldükten sonra diriltiriz. İsteriz ki hiçbir haksızlık olmasın! Keyfine göre yiyip içen, keyfine göre yaşayan ile yasalarımıza göre yiyip içen, yasalarımıza göre yaşayanların farkı olsun! Allah için fedakârlık yapıp yasalarına uyanlarla, çıkarlarına göre hayatı yaşayıp yasamızı tanımayanlar ayrılsın! Hiç kimse biz yaptık oldubitti demesin. Hiç kimse dünya hayatı bitince her şey bitecek diye sorumsuzca davranmasın! İşte biz gerçekleri böyle açıklarız. Belki düşünür, belki öğüt yağmurun önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur. Sonunda o rüzgârlar, ağır bulutları yüklenince onu bulutu ölü kurak bir şehre sevk ederiz. Böylece onun sayesinde bulut sebebiyle oraya suyu indirir ve bütün meyvelerden çıkarırız. İşte ölüleri de topraktan böyle çıkaracağız. [*] Umulur ki gerçeği hatırlarsınız. [*]Benzer mesajlar Tâhâ 2053; Nûr 2443; Furkân 2548-49; Neml 2763; Rûm 3048; Fâtır 359.,Doğadaki bu dönüşüm, diriltilmenin rahmetinin önünde bir müjdeci olarak gönderen de O Allah’tır. O rüzgârlar yoğunluğu kendilerinden daha ağır olan bulutu yüklenince, onu ölü bir memlekete gönderir,¹ sonra onunla yağmur yağdırarak her çeşit ürünü yine onunla yetiştiririz. İşte Biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkartırız. Umulur ki düşünüp öğüt Burada “Peygamberlerin,” Allah’ın rahmetinin müjdecisi olarak rüzgârlara, “getirdikleri emir ve yasakların” tertemiz sularla dolu ağır bulutlara, “... Devamı..Yaklaşan rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O’dur; yağmur yüklü bulutlar toplandıklarında, onları çorak bölgeye doğru sürükleyip bu yolla su indirelim ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlayalım diye. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz; belki düşünür ders alırsınız. ⁴⁴44 Bu, 57-58. ayetlerde irad edilen teşbîh ya da mesel’in anahtar cümlesidir. Allah ekinleri yeşertirken tecellisini gördüğümüz aynı hayat verici, dir... Devamı..Rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci olarak gönderen Allah’tır. Rüzgâr, ağır ağır yağmur yüklü bulutları bir araya topladığında biz, onu ölü bir toprağa yönlendirir bu yolla su indiririz ve onunla her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. İşte ölüleri de böyle dirilteceğiz. Belki düşünüp, ibret alırsınız. 25/48, 30/48, 35/9, 22/5, 29/63, 30/19- 50, 41/39, 43/11O’dur rüzgârları rahmetinin önüne katıp müjdeci[¹¹⁹⁸] olarak gönderen; nihayet bunlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca,[¹¹⁹⁹] onu ölü toprağa[¹²⁰⁰] doğru sevkedip bu yolla su indiririz ve böylece her türlü ürünün yeşerip boy vermesini sağlarız. Ölüleri de işte böyle dirilteceğiz belki düşünür de ibret alırsınız.[¹²⁰¹][1198] Buşran kelimesi neşran ve daha başka şekilde de okunmuştur Zeccâc. Bu durumda “yayan, dağıtan” anlamını alır. Anlamın özüne ilişkin olmayan b... Devamı..Ve O, bir Hâlık-i Zîşan'dır ki, rüzgârları rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet rüzgârları ağır ağır bulutları yüklenince Biz onu bir ölmüş ülkeye sevketmiş oluruz. Derken onunla su indirmiş, sonra da onunla her çeşit meyveleri meydana çıkarmış oluruz. İşte böylece ölüleri de çıkarırız. Gerektir ki, siz düşünüp ibret ki, rahmeti olan yağmurun önünden müjdeci olarak rüzgârlar gönderir. Nihayet bu rüzgârlar o ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları, ekinleri ölmüş bir ülkeye sevk eder, derken oraya su indiririz de orada her türlüsünden meyveler, ürünler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerekir ki düşünür ve ibret alırsınız. [22, 5-6; 30, 19. 50; 35, 9; 42, 28]Havanın, sırf hareketten aldığı kuvvetle su taneciklerinin toplanmasından ibaret olan o ağır bulut kütlelerini kaldırıp yüklenmesi, bir harikadır. Zir... Devamı..O ki rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci gönderir. Nihayet onlar, ağır ağır bulutları yüklenince, onu ölü bir ülkeye yollarız; onunla su indirir ve türlü türlü meyvalar çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgârları gönderen odur. O rüzgârlar yağmurla yükli ağır bulutları kaldırırlar. O bulutları ölü kuru olan zemîne sevk ideriz. Ve onlardan oraya su indidir ve ölü zemînden dürlü dürlü meyveler ve mahsûller çıkarırız. Bunun gibi kıyâmet gününde mevtâları mezarlarından ihrâc iyleriz. Bunları beyân idişimiz tezekkür idüb düşünesiniz önce rüzgârları müjdeci olarak gönderen O’dur[*]. Rüzgârlar yağmur yüklü bulutları taşıyınca ölü toprağa sürer, o buluttan su indirir, onunla her türlü ürünü çıkarırız. İşte ölüleri de böyle diriltiriz, belki bilgilerinizi kullanırsınız...[*] Yağmurun yağması için rüzgarın aşılayıcı bir görevi olduğu bilimsel araştırmalar ile bulunmuştur. Hicr 15/22Rahmetinin önünde müjdeci olarak rüzgarları gönderen O'dur. Rüzgarlar, ağır ağır yağmur yüklü bulutları yüklendiği zaman; biz, onu ölü bir bölgeye gönderir ve su indiririz. Onunla her türlü ürün çıkarırız. Ölüleri de böyle çıkaracağız. Belki düşünüp, ibret rahmetinin önünde müjdeci gönderen de Odur. Nihayet o rüzgâr ağır bulutları yüklendiğinde,13 Biz onu ölü beldelere gönderir, sonra ondan suyu indirir, o suyla da yerden her türlü ürünü çıkarırız. Ölüleri de kabirlerinden Biz böyle çıkaracağız. Umulur ki düşünür ve ibret alırsınız.13 Burada havanın, özellikle hava akımının kaldırma kuvvetine bir işaret vardır. Bulutların ağırlığı hakkında fikir vermek için, yağmur sırasında ye... Devamı..Rüzgârları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız ol oldur kim viribir yilleri muştılayıcılarken raḥmetinüñ ileyinde ya'nį yaġmur Tañrı raḥmeti götürdi bulıdları aġırlar sürdük anı bir il içün ölü pes indürdük anuñ-ile şuyı pes çıķarduķ anuñ-ile her yimişlerden. andaķ çıķaruruz ölüleri anuñ-içün kim siz Tañrı oldur kim gönderür yilleri uçmaġ‐ıçun bulıtları, raḥmeti ileyin‐de, daḫı ol vaḳt ki getüre bulıtlar, aġırlar sürer‐biz anı ölmiş yirlere. Pes in‐dürür anuñla ṣuları, pes çıḳaruruz ol ṣu‐y‐ıla barça yemişlerden. Anuñ gibi çıḳarur ölüleri. Ola kim ẕikr ü fikr Öz mərhəməti önündə yağışdan qabaq müjdəçi olaraq göndərən Odur. Belə ki, küləklər yağmur yüklü ağır buludları hərəkətə gətirdiyi daşıdığı zaman Biz onları buludları ölü qurumuş bir məmləkətə tərəf qovur, ora yağmur endirir və onunla hər cür meyvə yetişdiririk. Biz ölüləri də dirildib qəbirlərindən belə çıxaracağıq. Bəlkə, düşünüb ibrət alasınız!And He it is Who sendeth the winds as tidings heralding His mercy, till, when they bear a cloud heavy with rain, We lead it to a dead land, and then cause water to descend thereon, and thereby bring forth fruits of every kind. Thus bring We forth the dead. Haply ye may is He Who sendeth the winds like heralds of glad tidings, going before1036 His mercy when they have carried the heavy-laden clouds, We drive them to a land that is dead, make rain to descend thereon, and produce every kind of harvest therewith thus shall We raise up the dead perchance ye may The Parable is complete in its triple significance. 1 In the physical world the winds go like heralds of glad tidings; they are the advance gua... Devamı..
❬ Önceki Sonraki ❭ وَلَقَدْ جِئْنَٰهُم بِكِتَٰبٍ فَصَّلْنَٰهُ عَلَىٰ عِلْمٍ هُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Ve lekad ci´nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve rahmeten li kavmin yu´minûnyu´minûne. Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik. Diyanet İşleri Başkanlığı Andolsun biz onlara, bilerek açıkladığımız bir kitabı, inanan bir toplum için bir yol gösterici ve rahmet olarak getirdik. Diyanet Vakfı Gerçekten onlara, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olarak, ilim üzere açıkladığımız bir kitap getirdik. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Muhakkak biz onlara, inanacak herhangi bir kavme hidayet ve rahmet olması için, tam bir bilgi ile bölüm bölüm açıkladığımız bir kitap gönderdik. Elmalılı Hamdi Yazır Gerçekten onlara, bilgiye göre açıkladığımız, inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap getirdik. Ali Fikri Yavuz Andolsun, biz onlara Mekke’lilere bir kitab Kur’an getirdik ki, iman edecek olan herhangi bir kavme, bir hidayet ve rahmet temel nizam olsun. Onun için tam bir ilim üzere, onun hükümlerini ayrı ayrı beyan ettik. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Filhakıka biz onlara öyle bir kitâb gönderdik ki iyman edecek her hangi bir kavme bir düsturı hidayet ve rahmet olmak için tam bir ılm üzere onu fasıla fasıla ayırd ettik Fizilal-il Kuran Biz onlara, ilme dayalı ayrıntılı açıklamalarla donattığımız, müminlere doğru yol kılavuzu ve rahmet olan bir kitap Kur´an gönderdik. Hasan Basri Çantay Andolsun, biz onlara öyle bir kitâb getirmişizdir ki îman edecek herhangi bir kavme mahz-ı hidâyet ve rahmet olmak için onu tam bir ilim üzere tafsıyl etmişizdir. İbni Kesir Andolsun ki; Biz, onlara kitab indirdik. Onu bilgiye dayanarak uzun uzun açıkladık. İnanan bir kavim için hidayet ve rahmet olarak. Ömer Nasuhi Bilmen Muhakkak onlara bir kitap getirdik. İşte onu imân edecek bir kavim için bir hüda ve rahmet olmak için tam bir ilim üzere mufassalan irad ettik. Tefhim-ul Kuran Andolsun, biz onlara ilme dayalı açıklamalar veren bir Kitap verdik ki bu kitap iman edenler için bir hidayet ve rahmettir.
A'râf Suresi 57. ayeti ne anlatıyor? A'râf Suresi 57. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...A'râf Suresi 57. Ayetinin Arapçasıوَهُوَ الَّذ۪ي يُرْسِلُ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِه۪ۜ حَتّٰٓى اِذَٓا اَقَلَّتْ سَحَابًا ثِقَالًا سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَاَنْزَلْنَا بِهِ الْمَٓاءَ فَاَخْرَجْنَا بِه۪ مِنْ كُلِّ الثَّمَرَاتِۜ كَذٰلِكَ نُخْرِجُ الْمَوْتٰى لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ A'râf Suresi 57. Ayetinin Meali AnlamıO Allah ki, rüzgârları rahmetinin öncesinde müjdeci olarak gönderir. Nihâyet bu rüzgârlar, yağmur yüklü bulutları pek hafifmişçesine kaldırıp yüklendiği zaman biz onu kuruyup ölmüş bir memlekete sevk ederiz; böylece oraya su indirir de onunla her çeşit ürünü çıkarırız. İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız; umulur ki düşünüp ders Suresi 57. Ayetinin TefsiriAllah Teâlâ’nın sonsuz kudret, azamet ve bereket tecellilerinden biri de, canlılara rahmet vesilesi olan yağmuru yağdırmak istediği zaman, rahmetinin müjdecisi olarak rüzgârları göndermesi, bu rüzgarların o yağmur yüklü ağır bulutları hafif bir şeymiş gibi yüklenmesi ve derleyip toparlamasıdır. Burada ilâhî irade ve kudret tekrar devreye girmekte, hitabı rüzgardan alıp yüce Zatına çevirmektedir. Buna göre Cenâb-ı Hak, yağmur yüklü bu bulutları ölü bir beldeye yani susuzluktan kurumuş, çatlamış, bitkileri kalmamış bir bölgeye sevk eder, onlardaki suyu o bölgeye indirir ve bu sayede meyve, sebze ve diğer bitkilerden çeşit çeşit ürünler çıkarır. İşin dikkat çeken tarafı, Kur’an sözünü, meselenin sadece dünya hayatını ilgilendiren yönünü bildirerek tamamlamaz, oradan âhirete intikal ederek, tabiatta tekrar tekrar meydana gelen bu hâdiseyi yeniden dirilişe bir misâl yapar. Suyla ölü bir beldeyi dirilttiği ve her türlü ürünü oradan çıkardığı gibi, mahşerde de ölüleri öylece diriltip çıkaracağını haber verir. Buna gücü yeten Allah’ın ona da gücü yeteceğini apaçık delilleriyle ispat ederek, selim akıl sahiplerini ilâhî hakîkatleri tefekküre, kabule ve ona teslimiyete mecbûr Ali Ahmed Ruzbar bunun gibi deliller üzerinde tefekkür edebilme hakkında şu izahı yapar“Tefekkür üç yönlüdür. Şöyle ki› Yüce Allah’ın varlığına dair delilleri tefekkür etmek. Her kimde böyle bir tefekkür varsa onda sevgi doğar.› Yüce Allah’ın vereceğini vadettiği sevapları tefekküre dalmak. Her kimde böyle bir tefekkür varsa, onda ibâdetlere karşı istek doğar.› Yüce Allah’ın hatalara karşı azap tehdidini tefekkür etmek. Her kimde böyle bir tefekkür varsa, o kimsede ar ve hayâ duygusu doğar.” el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 290Böyle ince bir tefekkür nazarıyla bakınca âyetin şu mânalara işâret ettiği anlaşılabilir “Rüzgârlar”, ilâhî yardım rüzgârlarıdır. “Bulutlar”, hidâyet bulutlarıdır. “Su” ise muhabbet suyudur. Allah Teâlâ bu su vasıtasıyla ilâhî gerçekleri yakından görme meyveleri ile türlü türlü ahlâkî güzellik ve olgunluklar meydana getirir. Aynı şekilde Allah Teâlâ ölü kalpleri dirilterek göğüs kabirlerinden çıkarır. Buna göre “İşte biz ölüleri de kabirlerinden böyle çıkaracağız” Arâf 7/57 sözü, “ölü kalpleri göğüs kabirlerinden böyle çıkarıp kurtarırız” mânasına gelir. “Umulur ki düşünüp öğüt alırsınız” Arâf 7/57 kısmı ise “umulur ki mukaddes mekanlarda bulunan ünsiyet havuzlarında ve yakınlık bahçelerinde geçirdiğiniz müstesnâ anlarınızı hatırlarsınız” demek olur. Bursevî, Rûhu’l-Beyân, III, 232Ancak yağan yağmura karşılık her toprak aynı derecede diriliş heyecanı göstermez ve aynı kalitede ürün vermezA'râf Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriA'râf Suresi 57. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan
araf suresi 52 57 ayet